• Anasayfa
  • Hakkında
  • Galeri
  • Dükkan
  • Blog
  • İletişim
  • TR
  • EN

Aydan Üstkanat

  • Mevsim Takvimi
  • Tarifler
  • Projeler
    • Aşkını Arıyor
    • Mevsimde Yemek
    • Aydan Dostlarla
    • İş Birlikleri
  • Gastronomi
  • Kitaplar
  • Basından
Blog•Gezi

LONDRA

1 Temmuz 2011

Londra’da Lezzet Avı

Dünyanın en pahalı şehirlerinden biri olarak bilinen Londra’da yemekler, İstanbul fiyatlarından hiç de farklı değil.

Toto! Okul dönemlerimde benim ve ablam Pınar’ın tüm şarkılarını ezbere bildiği, Türkiye’ye gelmelerinin hayal olduğunu düşündüğü ama bu hayalden hiç vazgeçmediği, yine de Türkiye’de bir türlü canlı performanslarını izleyemediği, progressive rock akımının temsilcilerinden. Pink Floyd, Foreigner ve Chicago! Bu grupların müziği ile büyüdük biz. Pınar, altı ay önce Toto’nun son turnesi, Londra ayağının biletlerini burnuma uzattığında attığım çığlık hala kulaklarımda.

Neyse, biletler cebimizde, Londra’nın yolunu tuttuk. Konser nefisti. Elbette konser dışındaki zamanda her zaman olduğu gibi yine yemeklere odaklıydım. Londra Avrupa’da en sevdiğim ve gitmek için fırsat yarattığım bir şehir. Bunun en büyük nedenlerinden biri yemeklerini lezzetli bulmam. Orada kaldığım zamanı, yeni bir lezzet tatmak için değerlendiririm. Yemeden dönmediğim şeyler de yok değil. Bazı marketler, bir kaç lokanta ve en sevdiğim pazarlardan biri olan Portobello pazarıda buna dahil. Bu sefer hava da çok iyiydi. Bir gün çok yağışlıydı, bir gün de nefes alınamayacak kadar sıcaktı ama diğer günler şehri turlarken keyifli, hafif bir esinti bize eşlik etti.

Londra, Sandviç Cenneti

İngiltere’nin yemek kültürünün limon reçeli, fish and chips (balık ve patates kızartması), Pazar rostosu ve çiftçi kahvaltısı ile sınırlı olduğunu düşünenler olabilir. Oysa büyük adanın özellikle İskoçlar sayesinde Ortaçağ döneminden kalan geleneksel bir mutfağı var. Hatta ilk balık ve baconların orada tütsülendiği gerçeği gibi, bir çok tahıl ve hububatın yiyecek olarak sofraya gelmesi bu çağlarda tam da bu bölgede olmuştur. Özellikle bergamutlu siyah çayı (earl grey), çeşit çeşit puding ve pateleri ile buruk tatlı siyah birası stout’u ve tüm dünyaya damgasını vurmuş malt viskisini de sakın hafife almayın. Ki, en sevdiğim hamur işilerinden scone’u da saymadan geçemeyeceğim.

Londra, dünyanın en büyük metropollerinden biri olarak müthiş bir yemek çeşitliliğine sahip. Dünyanın her yerinden, en güzel yemekleri ve içecekleri burada bol alternatiflerle bulabilmek mümkün. Canınız Lübnan yemeği mi çekti ya da Thai? Sushi veya kebap… İtalyan pizzasına ne dersiniz? Dünya mutfaklarından en iyi lezzetleri burada bulabilmek mümkün.

Picadilli ve Covent Garden ise keyifle etrafı seyrederken, buz gibi bir “Pimm” (İngiliz kokteyli) ile lezzetli aperatifler atıştırabileceğiniz merkezler.

Bu gidişimde genel olarak Londra’da taze, sağlıklı ve kalorisi düşük yiyeceklerin yaygınlaştığını gözlemledim. Hatta Mc Donald’s gibi fast food zincirlerinin bile bu anlamda radikal değişiklikler yapmış olması dikkat çekiciydi. Unutmadan! Sandviç takıntılı biri olarak, gerçek bir sandviç cennetinde olduğumu da belirtmek isterim. Makul rakamlarda, müthiş sağlıklı, lezzetli ve bol malzemeli sandviçleri her an her yerde bulabiliyorsunuz. “EAT” ve “CAFE PRET” isimlerinde iki farklı cafe zincirinin şubeleri, şehrin hemen hemen her köşesinde bulunmakta.

Bu iki markanın ortak özelliği sandviç, salata ve çörek zenginliği. Arzu ettiğiniz her türlü malzemeyle ister dürüm, ister pofuduk beyaz baget, ister keten tohumlu tahıllı yumuşacık ince dilim ekmeklerle taptaze karides, avokado, değişik peynir ve füme etlerle sandviçleri ortalama 4-8 pound arası satın alabiliyorsunuz. İstanbul’da ben bu kadar güzel sandviç henüz hiç bir büfede veya cafede görmedim. Şehre girip, Heathrow havaalanından çıkana kadar taptaze shushi ve sandviçlere öyle bir alışıyorsun ki, İstanbul havaalanına geldiğimde kocaman ekmeklerin içinde jilet inceliğindeki peynir ve sucukları görünce “hoşçakal güzel sandviçler” diye iç geçirdim.  Bol hamur, az malzeme, az çeşit ve aynı fiyat…

Beni Portebollo’ya Bırakın!

Aslında fiyat karşılaştırmasını en iyi yapabileceğim yer Portebolle pazarı oldu. Cumartesi günü kurulan Portobello pazarı, Londra’nın en sevdiğim yeri. Panayır gibi. Pazar, eski mutfak kap kaçak ve hediyeliklerin satıldığı büyük bir bölümle başlayan ince ve uzun bir sokak. Bu tezgahlar bittiğinde, her cins yemeklerin Pazar tezgahlarında yapıldığı bölüm başlıyor. Burada risottodan tutun da, bruchetta’ya kadar her türlü yiyecek ayak üstü yeniyor. Bir porsiyonu ortalama 4-5 pound. Etrafta pub ve sushi bar, fish and chip yapan fast food dükkanları sıralı. Hemen herkesin elinde bir yiyecek. Biraz daha ilerlediğinizde sebze meyve pazarı başlıyor. Taptaze frambuaz ve ahududuların 100 gr’ının 1 pound olduğunu görünce, bizdeki uçuk fiyatları aklıma geldi! İstanbul’da fiyatları el yakan kuşkonmaz ve avocado biraz daha düşük fiyatlı. Türüf yağı, zeytinyağı, enginar, çeşit çeşit mantarlar, özellikle peynirleri ise bize göre oldukça ucuz.

Orada kaldığım süre içinde bir çok yeni lezzet keşfettim. Sanırım en önemlisi Oxford caddasindeki, Londra’nın en büyük alışveriş merkezinden biri olan Selfridges’teki “Beef Bar” dı. Dünyaca ünlü şef Jemie Olivier’ın restoranlarından birini görmeden geri gelemezdim ve son dönem en meşhur yeri olan “Busama”yı…

Londra’da Lezzetli Üç Adres

Geçtiğimiz hafta da bahsettiğim gibi, Londra seyahatim süresince her anı, yeni bir lezzet keşfetmek için değerlendim. Harrod’s mağazasının yemek bölümünden, Portobello tezgahlarına, meşhur İngiliz pub’larından, sushi barlara ve bir çok etnik restoranların yemeklerine kadar bir çok yeri daha önce deneme fırsatı yakalamıştım. Bu sefer bilmediğim yerleri gezdim, yemeklerini denedim. Vasatın altında hiç bir yemek görmedim. Genellikle orta kalitede veya çok iyiydi. Bunların içinden üç farklı mekandan bahsetmek istiyorum.

Salt Beef Bar

Bana sorarsanız Londra’da mutlaka denenmesi gereken bir lezzet. İki dilim ekmek arasında sandviç olarak servis ediliyor ama içindeki sığır eti başlı başına bir yemek. Sulu, yumuşacık ve çok lezzetli. Ekmek olarak çeşitli alternatifleri mevcut. Bagel, foccacia gibi farklı ekmek alternatifleri olsada klasik tahıllı ekmeği tercih etmenizi öneririm. Yumuşacık ve incecik bir ekmek. İçine sürülen iki tip hardalı size soruyorlar. Tıpkı iki farklı eti sordukları gibi. Biri baharatlı, diğeri sade bu etlerle hardallı ekmeği aldığınızda yanına kocaman bir de salatalık turşusu konuyor. Ve tabağınız hazır!

Salt Beef Bar, Oxford caddesinde, Londra’nın en eski alışveriş merkezinden biri olan Selfridges’in içinde yer alıyor. Selfridges eski, kocaman, etkileyici bir bina. İçinde oyuncaktan tutun, kozmetik, giyim, dekorasyona kadar her türlü şey mevcut. Önemli bir bölümünü de yiyecek reyonu kaplamakta. Özel reçeller, hardallar, soslar, mezeler, ev yapımı makarnalar… İstiridye, balık, et, tavuk, sebze, meze her türlü yiyeceğin satıldığı bir bölüm. Etrafında da sushi bar, EAT’in bir şubesi, lübnan mutfağı, çin yemekleri, tavuk yemekleri gibi 6-7 adet restoran bölümü bulunmakta. İşte Salt Beef Bar’da bunlardan biri. Tüm restoranları görmek için bir tur attığımda çok dikkatimi çekmiyor. Sade bir yer. İki adet cam tezgahın içince kesme tahtası buluyor ve bu kesme tahtasının üzerinde koca parçalar halinde sığır eti yer alıyor. Keskin büyük bir bıçakla ince dilimleyip servis ediliyor. Tek bir şey yapılıyor ama muhteşem yapılıyor! Yanında şarap ve arzu ettiğiniz içicek, arkasından bir kaç da tatlı ve scone alternatifi bulunmakta. Ortalama 6 ile 10 pound arası hesap ödüyorsunuz.

Selfridges London
400 Oxford Street

Jamie’s Italian

Jemie Oliver… Malum tüm İngiltere’nin, hatta dünyanın en sevimli şefi ve televizyoncusu. Yemekle ilgilenip de onu tanımyan neredeyse yoktur. Pratik, doğaçlama, taze ve kolay hazırlanan bir mutfağı vardır. Elbette Londra’da, onun restoranlarından birine gitmek, listemin başında yer alıyordu. Biz Covent Garden’daki Italyan konseptli restoranına gitmeyi tercih ettik. Bulunduğu yer binaların arasında bir avluda. Sıcak, loş ve rahat bir yer. Herhangi bir şubede Jamie Oliver’ı görmek gibi bir isteğiniz varsa bu pek mümkün değil, baştan söyleyeyim. O kadar büyük bir restoran zinciri var ki, bu kadar iş, güç, televizyon programının içinde buralara uğraması pek olası değil. Mönü adı üstünde İtalyan! Fakat pizza yok. Makarna üzerine yoğunlaşmış, ayrıca et ve tavuk yemekleri de bulunmakta. Girişte ahşap kaplarda ev yapımı makarnalar bulunuyor. Ada şeklinde konumlandırılmış servis masasını çevreleyen tavana asılmış kurutulmuş etler mekana hoş bir görüntü katıyor. Buraya rezervasyonsuz gelmek mümkün. Size küçük bir çağrı cihazı veriliyor ve isminiz alınıyor, bekleme süreniz ortalama olarak söyleniyor. Bu sürenin sonunda cihazdan alarm geliyor. Bu “masanız hazır, gelin” demek. İlginç ve karmaşaya engel olan güzel bir yöntem.

Özellikle başlangıçları öneririm. Kızarmış parmak mantar “mashroom fritti” tek kelime ile nefis! Peynir ve soğuk et tabağı orta karardı. Pecerino’nun üzerine damlatılmış ve mönüde “biber jeli” olarak adlandırılan sos ise bana daha çok ketçap gibi geldi ve beğenmedim. Makarnam bir parça fazla pişmişti ve bolognese sosunun yağı biraz fazla kaçmıştı, lezzeti ise orta karardı. İki aperatif, iki başlangıç tabağı, makarna ve birer kadeh şaraba kişi başı 18 pound ödedik.

Covent Garden
11 Upper St Martin’s Lane
London

Busaba

Oxford caddesinin bir arka sokağındayız. Burası Hakkasan’ın yaratıcısı ve Waggamama’nın sahibi Alan Yau’ya ait. Thai yemeklerinin yer aldığı bu mekanın Londra’nın merkezinde toplam beş şubesi bulunmakta. Şu anda Londra’da en popüler mekanlardan biri. Rezervasyona gerek yok. Sadece popülerliği sebebiyle buraya geldik. Benim en merak ettiğim restoran listesinde ilk sıralarda. Kominal masalarda oturup, loş ışıkta ve gürültülü bir mekanda thai yemekleri yiyorsunuz. Çok kalabalık bir mekan. Sade ve yalın bir dekoru var. Thai yemeklerini sevenlere denemelerini öneririm. Hiç yememiş olanlarada mutlaka burada denemesini. İsminden dolayı denediğim yaseminli pirinç cidden hayal kırıklığıydı. Ama diğer tabaklardan tattığım yumurtalı ve karidesli pirinç çok lezzetliydi. Buraya gelmişken mutlaka ördek denemenizi öneririm. Ayrıca acı sevenlerin fıstıklı ve karidesli pirinç eriştesini seveceklerini düşünüyorum. Denenecek çok sayıda şey mevcut. Ama porsiyonlar çok doyurucu aşırıya kaçmamanız tavsiyem! Salata ve aperatifler 2,5 ile 6 pound, ana yemek ve erişteler ise 6 ile 12 pound arası.

8–13 Bird Street
London W1U 1BU

 

Önceki Manifesto
Sonraki Frambuazlı Crumble

Primary Sidebar

Abone Olun

Son Yazılar

  • Tarifler

    Yulaf Çanağında Yoğurtlu Meyve

  • Tarifler

    Köz Patlıcanlı Galette

  • Tarifler

    Pancar Yaprağı Kavurma

  • Blog

    FIP savaşçıları için

  • Blog

    FIP tedavisinde GS-441524

  • Blog

    Coco Nerede?

  • Raftaki Kitaplar

    Yap Ye Paylaş

Gümbür gümbür geldiler! Heyecan dorukta d Gümbür gümbür geldiler!

Heyecan dorukta değil mi?
7. yılımız. Tam 7 yıldır üretken, nitelikli ve yemek konusunda fark yaratan sosyal medya hesaplarını arıyorum. Her geçen gün yeteneklerini geliştiren ve sayları hızla artan hesaplar içinden sadece dokuz kişiyi seçebilmekse gittikçe zorlaşıyor. Bu yıl bir kategoride iki isim var. Listemiz toplam 10 kişi.

Tabi bu arada dost soframız her yıl daha da büyüyor. 

Malum listemiz yemekle ilgilenen sosyal medya hesaplarını kapsıyor. Bir yıl boyunca araştırıyorum. Kurdukları cümleleri, seçtikleri kelimeleri dikkate alıp, sürekliliklerini takip edip, notlar alıyorum. Sene başında aldığım notlar, sene sonuna doğru değişebiliyor. Sosyal medya o kadar hareketli bir platform ki. Önceki yıldızlarımı ise sıkı takip ediyorum. Geçtiğimiz yıl sosyal medya hesabındaki süreklilik ve performanslarına göre bu hesaplar, dokuz kişilik listede veya ‘takip edilesi hesaplar’ bölümüne yerleşiyorlar. 
Aranızda listede olmadığı için hayal kırıklığı yaşayanlar hatta bana ciddi olarak kızanlar olabilir. Söylemek isterim ki; iyi bir şey yaptığına inanıyorsan asla pes etme! İyi işler öyle veya böyle fark edilir. Gelelim binlerce hesabın heyecanla beklediği listeye…
Bu yıl geleneksel yemeğimizi pandemi sebebiyle Mart ayında yapamayacağız o kesin. Hedef Eylül, olmadı zoom üzerinden, olmadı yeni yıla. Ne olursa olsun buluşacağız.
Bu yılki yıldızları içtenlikle tebrik ediyorum. Her biri fark yaratan hesaplar, iyi ki varsınız. Başarılarınız daim olsun.
EN SANATSAL
@sezen.enderoglu

EN İYİ KURGU ve FOTOĞRAF
@bbul_julia

EN LEZZETLİ
@nurlu

EN ÇALIŞKAN
@sedakircali
@gurmefoodbox

EN İŞTAH AÇICI
@turkuazkitchen 

EN MONSIEUR
@mosyosokola

EN TATLI
@kivirciksef

EN ÖZGÜN
@foodiefoodbaker

EN SPESİFİK
@yesene_catering

#eniyilerikesfet #yemek #yıldızlar #aydandostlarla #takipedilesi
Ayva pelteli ve keçi peynirli çıtırlar. Üzer Ayva pelteli ve keçi peynirli çıtırlar. Üzerinde acı tatlı sosla 😉

Öyle böyle değil. Anlatılmaz, yapılır ve tadılır. 

Çilek reçeliyle beyaz peynir, İzmir tulumuyla kayısı marmelatı, lor peyniriyle vişne reçeli, keçi peyniriyle satsuma reçeli seviyorsanız, bendensiniz elleri göreyim ☺️

Çekim için yapıp anında bitirdiklerimden. Ah bekleyeydim akşamüstü şarapla ne iyi giderdi. Allahtan çok basit bir daha yapmak zul değil veeeeee çok ama çok lezzetli. 

Tarif bu ay @lezzet_dergisi ‘nde

#goodfood #ayva #börek #eatclean #food #lezzet
2020 #aydanlakışteması sonuçları @foodonlin 2020 #aydanlakışteması sonuçları @foodonlineaydan ‘de yayınlandı.

Birinci olan @laorion hesabını tebrik ediyorum.
Yine çok güzel fotoğraflar yarıştı ve yine aklım birçoğunda kaldı. Katılan herkesin ellerine sağlık.

Şimdi sıra 2020 sosyal medya yıldızlarını açıklamakta, heyecan var mı heyecan? 

#eniyilerikesfet #yemek #microinfluencer
Türkiye’nin artık yepyeni bir e-dergisi oldu! Türkiye’nin artık yepyeni bir e-dergisi oldu! Tamamı interaktif, okuması, not alması kolay bir içerikle, mevsimin en iyi ve gerekli  tarifleri bu dergide toplandı!

Repost 👉🏻 @foodonlineaydan 
Hafta sonu ne yapılır? Keyif yapılır, müzik dinlenir, kitap okunur, mecbursan belki de çalışılır hatta temizlik yapılır amaaaaaa! Ne yaparsan yap akşamüzeri güzel bir atıştırmalık peynir tabağı hazırlanır. O tabağa da özel krakerler sabahtan yapılır 😉

Müthiş fotoğraf ve tarifleriyle @foodonlineaydan dergisinin başyazarı @urnisa ‘dan çok özel bir sofra! Bu sayıda sizleri bekliyor, keyifli okumalar, pişirmeler ve yemeler!

Dergiye ulaşmak için profil linkini tıklayın.

#online #yemek #dergi #aydanustkanat #eniyilerikesfet
Bugüne kadar bu fotoğraflarda arka planda kaldı Bugüne kadar bu fotoğraflarda arka planda kaldılar ama onların varlığı ile müthiş kareler ortaya çıktı.

Şimdi sevdiğim tasarım el emeği tabak, çanak ve bardaklar, değerli tasarımcılarının elinden sizlerle @goodtofood_ ‘da buluşuyor. Web sitesi profil linkimde.

Umarım seversiniz. 

#üzümserisi @theselsius
Eveeeeet! Yorumları alalım :) okumayanlar profil Eveeeeet! Yorumları alalım :) okumayanlar profil linkine lütfen ☺️

Başyazarımız @urnisa ile bakmaya doyamadığımız sofralar, 
Kalemine hayran olduğumuz @ferahustunel 
Şık sofraların ustası @nurlu 
Naif ve incelikli dokunuşuyla @80_20bites,
Vegan dünyasının sırlarını paylaşarak önemli bir misyon üstlenen @yesene_catering ,
İştahı kabartmanın ötesindeki formülü bulan @turkuazkitchen 
Ekmeğin kraliçesi @berguzar.erden 
Lezzetli fotoğraflarıyla @vildanakyol 
Sade olan güzeldir mottosunu en iyi taşıyan @kitchendeer 
‘Adım adım tarif’ in Instagram canavarı @foodiefoodbaker 
Canım editörüm @burcaksenerr ve  beceriklinin ötesi @neslihanyumakli 

İşe bu 12 kadınla müthiş bir yemek dergisi hazırladık. Aramıza bir de böcük aldık! Gustosu yüksek, dokunduğu her şeyi parıldatan @denemelou . 

Böylelikle dergimiz tam takım görücüye çıktı.  Bazıları misafir yazarımız, çünkü her sayıda aranızdan birileri konuk olacak. İçimizde ben de varım diyenler mesaj atabilir. Sadece profesyonel makine ve özgün styling olmazsa olmaz şartımız. Bir sonraki sayıda sabit yazar kadromuza yeni katılacaklar da olacak.

Biz bir aileyiz, güzel olanı paylaşmayı önemseyen. 

Herkese iyi okumalar, lezzeti yemek yapmalar ve keyifli sofralar olsun ☺️

Yaşın çok olsun @foodonlineaydan 
#yemek #dergi #online #eniyilerikesfet #eatgoodfeelgood #iyiyemek
Veee çocuklar gibi şendi ⛄️ Onlar mutlu ol Veee çocuklar gibi şendi ⛄️
Onlar mutlu olunca gerisi teferruat,  iyilik, sağlık başka hiç bir şeyin önemi yok. Can parçalarım. Hangisinin bir yeri acısa canım onda oluyor. Ve biri hasta diye diğerlerini ihmal edemem. Bizde durum bu, hadi bakalım darısı kedi köpek istemem diyenlerin başına 🤞🏻

Dört ayaklı çok olunca dert oluyor haliyle e can taşıyorlar. Bonita resmen astım hastası. Bizler gibi hasta oluyorlar ama mutluluğu da çok be 🧚🧚🧚

Teşekkür ederim yaradanım 🙏🏻 ötesi yok.

#istanbul #puppy #doglover #satınalmasahiplen #kediköpekcandır #kar
© AYDAN ÜSTKANAT || CREATED BY LIU CREATIVE
Theme by SheShoppes
Site deneyiminizi geliştirmek ve hizmetlerimizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için yasal mevzuata uygun çerezler kullanılır. Siteyi kullanarak bu çerezleri kabul etmiş olursunuz.
TAMAM
Manage consent

Privacy Overview

This website uses cookies to improve your experience while you navigate through the website. Out of these, the cookies that are categorized as necessary are stored on your browser as they are essential for the working of basic functionalities of the website. We also use third-party cookies that help us analyze and understand how you use this website. These cookies will be stored in your browser only with your consent. You also have the option to opt-out of these cookies. But opting out of some of these cookies may affect your browsing experience.
Necessary
Always Enabled

Necessary cookies are absolutely essential for the website to function properly. This category only includes cookies that ensures basic functionalities and security features of the website. These cookies do not store any personal information.

Non-necessary

Any cookies that may not be particularly necessary for the website to function and is used specifically to collect user personal data via analytics, ads, other embedded contents are termed as non-necessary cookies. It is mandatory to procure user consent prior to running these cookies on your website.

  • Basın Materyalleri
  • FoodWorks
  • Instagram