PET SAĞLIĞI
FIP SAVAŞÇILARI İÇİN
Kedim bir FIP savaşçısı
Ama ben de sağlam bir savaşçı çıktım! Mutlu haberi hemen vereyim, bu savaş için atık bir tedavi yöntemi var. FIP tedavisi maalesef uzun bir yol, çok pahalı ve ilaca ulaşmak kolay değil. Daha da önemlisi, karaborsa ilaçların güvenirliği. Bu sebeple bilgi, belki paradan da hayati. Ben kim miyim? Sadece para için yardım çığlığı atan bu savaşçılara, hayati bilgileri fark etmeleri için çabalayan, fip savaşçısı bir bebeğin annesiyim.
Uzakta olan trajediler, uzakta yaşanan olumsuzluklar vicdanlı bir insanın içini sızlatır. Katkıda bulunmak, çözüm için destek olmak idrak eden, ahlaklı her insanın doğal refleksidir. Bu her konu için böyledir. Maddi veya manevi elinizden geleni yaparsınız.
FIP meselesinde de uzakta yaşanan bir trajedi içinizi yakabilir. Ama nasıl yardımınız olacak bilemezsiniz. Çünkü FIP’in tedavisi yoktur, böyle bilirsiniz. Başınıza geldiği günse iş değişir. Çıkış yolu ararsınız. Küçük umutlar hedefiniz olur. O zaman müjdeli haberi vereyim: FIP’in tedavisi artık var. Mesele karaborsa ilaçlara mahkum olunması. Her geçen gün yeni açılan veya kapanan ilaç markalarının güvenirliliği, etkileşimi ve ulaşılabilirliliği gerçekten çok can sıkıcı bir durum. Doğru bilgi parayla satın alamayacağınız bir değer. Bu yazı, tecrübe ettiğimiz FIP ile ilgili bir yazıdır. Umarım ihtiyacınız olmaz, bu yazıyı okumak zorunda kalmazsınız. Şayet durum tersiyse, şu an fip tedavisiyle ilgili yayınlara harıl harıl bakıp çıkış yolu arıyorsanız, doğru yerdesiniz.
Birçok ‘fip savaşçısı’ (fip ile mücadele edenlere verilen isim) ise maddi ağırlığı oldukça fazla olan tedavisi için kampanyalar düzenliyor. Bir süredir, bu kampanya sahiplerine destek oluyorum. Tedavi çok pahalı ilaca ulaşma şansları kolay değil. Asıl önemlisi, karaborsa ilaçların güvenliği. Bilgi, belki paradan da hayati.
Şimdi, bu yazıyı okumadan bir önceki yazımı okumanızı öneriyorum.
Bizim hikayemize gelince uzun ve zordu, tıpkı her fip savaşçısının başına gelen gibi.
Canım kadar sevdiğim kedimin kaybı sonrasıydı. Altı aylık müthiş bir savaştan çıkmış, can parçamı kaybetmiş tam 6 kilo vermiştim. İnanılamayacak bir tesadüftü, hayatıma gelen bu minicik yavru, sanki onun yeniden hayat bulmuş haliydi. Terk edilmişti, yollarımız gerçekten de ilginç bir şekilde kesişti. Avuç içi kadardı ve bakımsızlıktan bıyıkları bile kırılıp, düşmüştü. Tüyleri, tuttuğum yerden elimde parça parça kalıyordu. Birkaç ay süren destek, iyi beslenme ve sevgiyle mutlu bir yavru kedi olmuştu. Daha önce bir çok kediye baktığım için tecrübeliydim. Minik bedenine yük olmayacak minik destekler, bebek antiparazitleri, çok iyi bir probiyotik ve kaliteli mamalar, doğal yemeklerle pamuklara sarmış, sonucunu da görmüştüm. 5-6 aylık olduğunda koşup oynayan iştahlı bir kedi olmuştu.
Ancak daha önceki sayısız tecrübeme göre bir terslik hissediyordum. Bu yüzden bir türlü aşılarını yaptırmamıştım. Bir kere çok naifti, hızlı yoruluyordu ve bir hafta deli gibi oyun oynarken diğer hafta boynu bükük etrafı seyrediyordu. İştah hep iyiydi. O zaman fark etmediğim ama şimdi çok önemli bir detay vardı: Ne kadar yerse yesin, kemikleri güçlü bir kas yapısıyla sarmalanmıyor, dengeli kilo almıyordu, çok kırılgandı ve olması gereken hızla büyümüyordu.
Birkaç kez veterinere götürdüm, bir terslik var bulun dedim. Terslik yok ‘evhamlısınız’ dediler. Keşke onlar haklı çıksaydı. Bir ay kadar sonra her şeyin bir önceki gün gibi normal olduğu bir gece nefes alıp verişi diyaframdan olmaya başladı. Çok sert nefes alıyordu, kuytu bir yere çekildi ve uykuya daldı. Tavuk götürdüm yanına uyandı, yedi ve hemen tekrar uykuya daldı. İşte o an savaşımız başlamıştı.
Başında beklediğim uykusuz geceler. Ellerimle saat başı yedirdiğim püre yiyecekler, veteriner ziyaretleri, tahliller, olasılıklar, koşuşturmalar. Krizleri, kuvöz günleri, serum, bağışıklık destekleyiciler. Hiç uyumadan geçirdim bir ayın sonunda ona bakmaktan, endişelenmekten ve fip konusunu araştırmaktan bitik düşmüştüm. İyi bir veterinerimiz vardı ama bana GS’den hiç bahsetmemişti. Bu tren nereye gidiyor belliydi.
Veterinerlerin büyük kısmı bu konuda kendini geliştirmiyor, bir kısmı bu tedavi yöntemini kesinlikle gerçekçi bulmuyor, bazılarıysa belki de ilaç yasal olmadığı için kendini koruyor. Bu arada kediler rutin prosedür olan interferon, kortizon, mide koruyucusu ve antibiyotik ile 2 ile 4 hafta arası yaşatılmaya çalışılıyor. Ama ne yaşamak!
hastalığın ilk belirtisi hızlı nefes alma, gözde sulanma ve yorgunluktu.
GS’yi duyduğum gün araştırmaya, kullananları bulmaya çalıştım. Dünyada bile kullanan çok değildi. Nereden alacaktınız belli değildi. Dört yıl kadar önce çalışmalar yapılmış, gönüllü kedilerle gerçekleşen çalışmalar klinik olarak kayıt altına alınmıştı. Bu kedilerden çoğu hala yaşıyordu ve iyileşmişti. Son bir yıldır da Çin’de üretilen muadilleriyle dünyanın dört bir yanındaki kediler şifa buluyordu. Tek hedefim GS olmuştu, veterinerim önermese de. Minnoşum her geçen gün eriyordu, çok zorlanıyordu ve artık sona yaklaştığımızı hissediyordum. Kaybedeceğin bir şey yoksa hedef karaborsa bir ilaç olabiliyor.
Bizim hikayemiz iyi bitti. Yıllar yıllar sonra ne olacak, bunu kimse söyleyemez ama bir şans yakaladık. Umarım siz de o şansı yakalarsınız. Hikayenin devamına, daha rahat anlaşılması için soru cevap olarak devam edeceğim.
Islak fip teşhisi için kan değerlerindeki parametreler kadar röntgende görülecek karın boşluğu sıvısı önemlidir.
fip hastaları için uygulanan standart protokol; antibiyotik, kortizon ve mide koruyucuları hızlı giden treni ancak biraz yavaşlatır
Kedim FIP mi? Bu sorunun cevabı bundan sonraki rotanız için hayati. Teşhislerde genellikle hata yapılabiliyor. Islak FIP’te sıvı üzerinden yapılan tahlil genellikle doğru teşhisi sağlıyor. Ancak kuru FIP’te hata oranı yüksek. Kedinizin fip olup olmadığını anlayacak bir test maalesef yok. Olduğu iddia edilse de yok. Tecrübeli veterinerler kan değerlerindeki parametrelere ve hastanın genel durumuna göre doğru teşhis yapabiliyor.
Kedim FIP ne olacak? Sakin olun. Teşhis kesin ise GS-441524 dışında bir çözümünüz yok, bunu bilin. GS’nin %80 oranında iyileşme sağladığı da kesin. Aldığınız markanın formülü iyi ise ilk 3-4 gün içinde kedinizin iyileşip iyileşmeyeceği yüksek oranda netleşiyor. İlaç kullanımı başladığı anda kedinin genel durumu ilk hafta kesin şekilde düzeliyor. Bu yüzden ilk şişelerin çok çok iyi bir marka olması tahmin edemeyeceğiniz kadar önemli. Özellikle başlarken ucuz ve ne olduğu belli olmayan bir marka almamalısınız.
Nereden bulacağım? İlaç maalesef karaborsa. Patenti Gilead firmasına ait, FDA onayı yok. Birçok ülke girişine izin vermiyor. Umarım kısa süre içinde legalleşir ve kontrolleri yapılır, fiyatı da çok uygun hale gelir. Bu yazıyı yazdığım şu günlerde durum kötü. Devam etmeden bir imza rica ediyorum.
Çin’de özel üretim ev kedisi popülasyonu ve fip hastalığının artmasıyla bu ilaca talep çok. Bunun sonucunda da Dr. Pedersen’in araştırmasını temel alarak GS-441524’ün muadillerini üreten birkaç üretici ortaya çıkmış durumda.
İlaç çok pahalı. Şişesi 60 ile 345 dolar arasında değişiyor. Ulaşmak ise ayrı sorun. Üreticilerle veya markaların temsilcileriyle internet üzerinden direk irtibata geçmek mümkün. Türkiye’deki temsilciler 24 saat içinde ilacı size ulaştırıyor. Çin’den de iletişime geçmeniz mümkün ama gümrük sorunu ve zamansal kaygı birçoklarımızı bu siparişten alıkoyuyor. Dikkat etmeniz gereken internet satışları ve güvenilir olmayan satıcılar. Bidonla içinde ne olduğu belli olamayan sıvıları GS diye şişeleyen sahtekarlar. GS’nin ham maddesiyle (kuru toz) “Ben de yaparım ne var ki” diyen veterinerler veya sıradan insanlar. Halbuki böyle bir üretim için teknik ekipman ve laboratuvar şartları ve uzmanlar gerekli. Peki doğru ilacı nasıl ayırt edeceksiniz? Güvenirliliği kesin, sonuçlarını görebildiğiniz kişilerin ilaçlarını alarak. İlacı aldığınız kişiler hastaların takibini yapıyor mu? Başlamadan önce size bilgi veriyor mu? Bu kişiyi tanıyanlar var mı? Araştırın, çok araştırın. Bir doz kediniz için hayat da olabilir ölüm de.
GS-441524 bir marka mı? Hayır, GS-441524 ilacın içerik kodu. ‘GS’ Gilead firmasını temsil ediyor. GS-441524 formülünü ürettiğini iddia eden markalar çok sayıda, her geçen gün de bu sayı artıyor. Bu sektör korkunç bir rekabet ortamına sahip. Korkunç çünkü birbirlerini karalamak adına ilaç içerikleri sabote edilebiliyor. Şu an en güvenilir marka listesini buradan bulabilirsiniz. Dikkat etmeniz gerek başka husus açılmış şişe almamak, son kullanım tarihlerini kontrol etmek ve markaların orijinal şişelerini karşılaştırmak olmalı.
GS’ye ulaşana kadar kedimin zamanı var mı, ne yapmalıyım? Bu kritik bir soru çünkü hastalığın hangi organı ne kadar tahrip ettiğini ve çocuğunuzun ne kadar zamanı kaldığını bilemeyiz. FIP, her kedide farklı seyredebiliyor. Tıpkı insan Covit-19’u gibi kişe göre değişebilen farklılıklara sahip olabiliyor. Eğer çocuğunuzda anemi hatta sarılık başladıysa durum çok kritiktir, bunlar olmadan keşke ilaca başlama kararı alabilseniz. Çünkü GS dışında hiç bir çıkış yok, en azından şu anda durum bu. En kısa sürede ilaca başlamalısınız. Sipariş verdiğiniz an ertesi gün ilaç elinizde. Bir sebepten birkaç gün zamana ihtilacınız var.
Mümkün olan en kısa zamanda ilaça başlanmalı. Ben çok geç başladım, çünkü fip olduğuna inanamadım. Altında hep başka bir sebep aradım. İshal değil, iştahsız değil, bu çocukta kalp sorunu mu var, başka bir sorun mu var diyerek çok zaman kaybettim. Daha da önemlisi GS-441524’yi bilmiyordum. İlaca ne kadar erken başlarsanız o kadar iyi. Beyin bariyerini geçmeden başlanan ilacın iyileştirme ihtimali çok yüksek.
Dozu nasıl hesaplamalıyım? Pahalı, stresli ve uzun bir tedavi. Tümüne hazır olmalısınız. Markaların konsantrasyonu 15 ile 20mg/ml arasında değişiyor. Bu ilacın etken maddesinin kuvvetini gösteriyor. Dozaj ayarını hesaplayan siteler mevcut. Günlük enjekte edeceğiniz miktar, kedinizin fip formu, ilaç markası ve ağırlığı ile hesaplanıyor.
Formül şu şekilde hesaplanıyor: Kedinin ağırlığı (kg) X Fip formuna göne uygulanacak dozaj (mg/kg) / Markaya göre konsantrasyon (mg/ml). Örnek: 3 kg X Islak fip (5 mg/kg) / İlaç markası konsantrasyonu (15 mg) /ml = 1 ml (enjekte edilecek miktar)
Aklınızdaki soruları facebook gruplarından sorabilirsiniz. Gerçi orada da yanlış bilgiler olabiliyor, kullanıcılar iyi bir şey önerdiğini düşünebiliyor, bilgiler karışabiliyor. Her vak-a kendine göre farklılık içerebilir, bilgi konusunda dikkatli olun. Bu arada önemli bir bilgi; Pedersen, GS kullanırken başka bir destek önermiyor. İlaca başladığınız an bağışıklık yükselten preparatlar ve vitamin önerilmez. Eğer bir enfeksiyon varsa sadece penisilin grubu antibiyotik ile ilerlenebiliyor ama bunun için lütfen danışmanınızla veya Pedersen’le iletişime geçin.
Sen ne yaptın? Biz ne yaptık? Mutian ve Hero markalarını kullandık. Tedavinin neredeyse tamanını Hero ile yaptık. İlk 4 hafta boyunca haftada bir B12, ve tüm tedavi süresince probiyotik eksik etmedim. Kesinlikle iyi markalar olmalı. Ucuz diye mama, ilaç almayın. Kalitesini araştırın. Tüm yemek seçeneklerini saat başı servis ettim. Taze ve farklı yiyecekler sundum. Yemek yemesini sağladım. İlaç ile ilgili her sorunu danışacağım kişileri doğru seçtim, zor kararları Pedersen’e mail atarak teyit ettirdim. Böylelikle mümkün olabilecek en az hata ile yol aldık: Pedersen, Lale ve Hakan’a sonsuz teşekkürlerimle.
İğnelere kendim başladım, ilk günler zaten başını kaldıramıyordu. 10. gün hareketlenmeye, güçlenmeye başladı ve iğne seromonisi artık savaş halini aldı. Ne kendime ne de onu üzmemek için yakında, güvendiğim bir klinik bu konuda destek verdi. O’na gösterdiği şefkat, özel ilgi, her gün dakikalarca yaptığı masaj için Hasan abisine teşekkür ederiz.
İlaç nasıl kullanılıyor? İlaç, ara verilmeden minimum 84 gün kullanılıyor. İlaç içeriğine göre güncel kilo hesaplamasıyla her gün aynı saatte sırt bölgesinden deri altı enjekte ediliyor. İlacı çektiğiniz iğneyi mutla değiştirin. Her gün farklı bir noktaya yapın. 6 adet iğne yeri var. Her gün birine yapmalısınız ki 6 günde bir aynı yere denk gelsin. Üst üste aynı yere iğne yapılırsa deride doku kalınlaşması oluyor. İğne yapılmadan ve yapıldıktan sonra deriye masaj yapmak gerekiyor. Deri altı iğneyi veterinerinizle pratik yaparak öğrenebilir, kendiniz de yapabilirsiniz. Doğru iğne yapılmazsa yani ilaç deriye enjekte edilirse daha fazla yakıyor. Daha da kötüsü o günkü doz boşa gidiyor. Bu sebeple doğru iğne yapmak zorundasınız. İlaç yakıcı, çok kısa süre bölgeyi yakıyor. Bağırırsa sakın panik yapmayın, o ilaç hayati, yapılması gerekiyor. Anlık acı, unutulur. Koca bir ömür ihtimali için savaş veriyorsunuz.
Doğru bilgi ve yardım için ne yapabilirim? İlacı aldığınız kişilerin doğru insan olması çok çok önemli. Ayrıca FIP savaşçıları gruplarında çok bilgi var ve danışman veriyorlar. Kafanızı karıştıracak bilgiden lütfen uzak durun. Buradaki bilgilerin tamamı kendi tecrübem ve iyileşen çocukların tecrübeleriyle sağlamlığı test edilmiş bilgilerdir.
Ayrıca Dr. Niels Pedersen, üniversite mail adresi üzerinden her sorunuza dönüş yapacaktır. Özellikle veterinerlerle işbirlikteliğini çok önemser. Çocuğunuzun yaşı, kilosu, başlangıç belirtileri, güncel durumunuz, kullandığınız ilaç, tahlilleri, sorunuzun netliği doyurucu cevap almanız için çok önemli kriterler. Eksiksiz ve netseniz size net bir şekilde geri döneceğinden emin olun.
84 gün tam olarak ne yapacağım? İlacı doğru enjekte edip, sabırlı olacaksınız. Çocuğunuzu sevin, iyi besleyin ve 4-8-11. haftalarda tahlillerini ihmal etmeyin. 11. hafta tahlilleri olumluysa, her şey iyi gidiyorsa 12 hafta yani 84. gün ilacı sonlandırın. Pedersen’a göre ilacınızın etkileşimi iyiyse ve 11. Hafta testleriniz güzelse ilaç 83, günde de sonlandırılabilir. Tabi elinizdeki ilaç bittiyse bunu söylüyor. İlacınız hala varsa 84 günde bitirin. Arttıysa 85-86 birkaç gün uzatabilirsiniz. Eğer genel durumda veya tahlillerde bir sıkıntı varsa ilaç +45 gün daha uzatılıyor veya 2 hafta yüksek doz veriliyor. Bunun için danışmanınızla ve Pedersen’la iletişimde kalın.
84 gün bitti ne olacak? Tebrik ederim, şu an liseden mevzun oldunuz şimdi sıra üniversitede! +84 gün gözetiminiz var, bu süreç de onu sevin, iyi besleyin ve endişe etmeyin. Kısırlık ameliyatı, diğer aşıları bunların hiç birini Pedersen önermiyor. 84+84 günün bitmesi çok önemli. Tümü için Pedersen’le iletişime geçebilirsiniz.
Hastalık geri gelirse diye endişe etmeyin ikinci tur ilaç kullanımında iyileşmeyen vaka sayısı yok denecek kadar az. Geçmiş olsun.
ÖNEMLİ: İlaç markalarının her biri farklı etkileşime sahip. Bazısı kötü kalite, bazısı maalesef sahte. Toz kesinlikle almayın, çok tehlikeli. Tozdan ilaç ürettim diyene de itibar etmeyin. Patentli marka olan Mutian hap formunda da satılmakta. Oral olarak uzun süre kullanımı konusunda temkinli olun, kesinlikle güvenilir bir marka ama tecrübe edenlerle mutlaka konuşun. Her ihtimalde en başta enjektörle başlamanız bence daha etkili olacaktır. Eğer kullandığınız marka 3 ile 7 gün arasında doğru doza rağmen etki göstermediyse ilaç markası değiştirin.
ÇOK ÇOK ÖNEMLİ!!!! İyileşme olmadığında genel eğilim dozajı yükseltmek oluyor. Halbuki tecrübeme göre ilaç dozu doğruysa ilk şüphe edilmesi gereken markanın işe yaramadığı olasılığı. Öncelikle hemen marka değiştirin. Lütfen unutmayın; Markaların formülleri farklı. GS muadili olarak üretilseler de birebir aynısı mı bilemeyiz. Bu ilaçların yan etkileri konusunda da bilgimiz yok. İlaç dozu yükseltmek yerine, ilk önce marka değişikliği yapmak daha doğru bir karar olacaktır. Çünkü gelişmeyi hızla gözlemleyebiliyorsunuz. Önce marka değişikliği yapın. Sorun devam ediyorsa doz arttırımına gidin.
tüm çocuklar dünyadaki zamanlarını sağlıkla geçirsin